Programcılar modern çağın ressamları, heykeltıraşları yani sanatçılarıdır. Programlama da sanatın ta kendisi. Bir başka açıdan baktığımızda da programlama bir bilim, programcı da bilim adamıdır. Bence her ikisi de doğru. Şöyle ki, programcı da sanatçının esin kaynağına yani ilhama dayanarak program yazar, aklına ilginç bir fikir gelir, bu fikri kendi araçlarını kullanarak başlar program halinde vücuda getirmeye.
Programcının en büyük görevi, insanlar ile bilgi arasındaki iletişimi ve bağlantıyı sağlamaktır. İnsan yaşamını kolaylaştıran bu kutsal görev programcı olmayanlarca pek de önemsenmez. Geleceğin sanal şehirlerini kuranlar programcı dediğimiz gizli kahramanlardır. Yeni yazdığı programın kullanıldığını ve yararlı olduğun görmek ona her şeyi unutturur, programcı olmayanların asla anlayamayacağı bir haz verir.
Bilgisayar kullanıcısı sayısı gün geçtikçe geometrik olarak artıyor ama bu tür bir haz bilgisayar kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu tarafından asla yaşanmaz. Çünkü bilgisayar kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu programcı değildir ve asla da olmayacaklar. Onlar sadece yazılan programları ve içerisinde yazılım gömülü akıllı cihazları kullanırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder